Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
_Tanrıları, tıpkı insanlar gibi sevgi ve nefretle harekete geçen, armağan ve kurbanlarla etkilenen duygulu ve zeki varlıklar diye biliriz. İşte, dinin kökeni budur. Dolayısıyla, puta tapıcılığın ya da çoktanrıcılığın da kökeni budur. Tanrısal varlıkları yetkinliğin en son sınırlarına değin yücelte yücelte, sonunda birlik ve sonsuzluk, yalınlık ve
NOTLAR: Ne var ki, Halife ve Papanın, Rahip ve İmamın Kral ve Emirin bazı fonksiyonlarının benzerliği İslâm ve Hıristiyanlık’ta birbirine karşılık gelen makamlar ve sahipleri arasındak aslî farkı görmekten bizi alıkoymamalı. Aslında Hz. İsa’nın naibinin ve Hz. Muhammed’in Halifesinin makamlarının teorik meşruiyetleri ve pratik uygulamaları
Reklam
YOBAZLIK BİR FİKİR MÜSTEHASESİDİR 2020 03, “Türkçülüğe Karşı Yobazlık” adlı yazım (Ötüken, 1970 Martı), cevap değil, birbirini tutmaz avâmi tekerlemeler ve... Hüseyin Nihâl ATSIZ “Türkçülüğe Karşı Yobazlık” adlı yazım (Ötüken, 1970 Martı), cevap değil, birbirini tutmaz avâmi tekerlemeler ve örtülmek istenen küfürlerle karşılık
İnanç planında zahiren Allah’ın varlığına, birliğine, meleklere, kitaplara inandığını söyleyebilir insan. Davranışlarımızla, ibadetlerinize, taatinize, helalinize haramıniza dikkat edebilirsiniz. Ama bunların hepsi sonuçta sadece kelimelerden ve eylemlerden ibaret kalabilir. Bunların bir de hakikati, içyapısı, içe dönük yönü vardır. Kur’ân, bunları sadece yüzeysel olarak yapmamızın yetmeyeceğini vurgular. Bunların künhüne, hakikatine vararak yapmamızı ister. Bunun şöyle düşünebiliriz; mesela namaz kılma bir şekilden ibarettir. O fıkha göre bizzat Peygamberimizin de Öğrettiğine göre namaz iftitah tekbiri ile başlar selamla biter. Belirli hareketlerden oluşur. Bunları yapan kişi fıkha göre amelini yerine getirmiş olur. Bunda fıkhın kurallarına göre bir tereddüt yok. Ama bunu sadece ve sadece şekilden ibaret zannederseniz, o zaman Kur’ân’ın mesajını anlamamışsınız demektir. Çünkü bu sadece şekilden ibaret bir ibadet değil. O kulluk demektir. Kulluğun hayatın her anına yayılmasını hedefler. Namazın künhüne vakıf olmak için kalbi ona hazırlamanız gerekir; kalbi doğru bir biçimde terbiye ederseniz o hakîkate erişme şansınız olabilir. İşte bu amaçtan Tasavvuf ilmini doğdu ve ilginçtir nasıl ki kelâm alanında, fıkıh alanında farklı farklı kültürlerle yüzleşme sonucunda farklı anlayışlara mezheplere, yollara yöneldilerse tasavvufta da aynı şekilde farklı farklı yollar ortaya çıktı. Bunun sebebi de yine düşünme ile üretilen bilgiler alanında olmamızdır.
Tasavvufun DoğuşuKitabı okudu
ABİDİN NESİMİ 1911’de Bingöl'ün Kiğı ilçesinde doğdu. İlkokulu Mercan Sultanisinde, Orta ve Liseyi İstanbul Erkek Lisesinde okudu, Yüksek Öğrenimini İTÜ’nün (o zamanki adıyla Yüksek Mühendis Mektebi) Su Şubesinde yaptı. 1937-1949 yıllarında serbest çalıştı, 1949‘da Bayındırlık Bakanlığı hizmetine giren Abidin Nesimi evli ve 3 çocuk
Önsöz
Böyle bir kitap yazmak fikri, ittikâ sâhibi bir dostumla (Râgıb Karadayı ile) mezhebler konusunda yaptığım bir tartışmanın sonunda belirginleşti. Bu tartışma, bana, mezhebler konusundaki yaklaşık otuz yıllık bilgi birikimimi kısa bir özet hâlinde kaleme alma şevkini verdi. Bu kitabın I. Bölümü'nü oluşturan "Sünnî Mezhebler ve Kur'ân'a Göre
Sayfa 11 - Şule yayınları, 3.baskıKitabı okudu